İzmir Mordoğan Beldesi'ne davet edildiğim zaman, o bölgeye ait birçok kültürel değeri yakından görme fırsatı bulacağım için çok mutlu olmuştum. Bu sefer, özellikle daha önce hiç görmediğim 'Çökertme Dalyanı'nı görmek üzere hazırlık yaptım. Literatürden öğrendiğime göre 'dalyanlar ve dalyancılık', 'geleneksel bir avcılık metodu' olup insanların kullandığı ilk avlanma metotlarındandır. Halen çökertme dalyanlar, Ege ve Akdeniz'de uygun yerlerde çalışmaya devam etmektedir. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde dalyancılıktan bahsedilmektedir Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde dahi dalyancılıktan bahsedilmektedir. Ülkemizdeki geçmişi ise Osmanlı-Rum ortak kültürüne dayanmaktadır. Çökertme dalyanları denizde balıkların gezi yolu üzerine ve geçen balıkları seyretmeyi sağlayan bir tepe eteğine kurulur. Dört mevsim boyunca üreme ya da beslenme amacıyla göç yapan balıkları yakalamak için, koyların giriş çıkışlarına kurulan gözetleme kuleleri ve bu kulelere bağlı halatlar yardımıyla deniz tabanına serilmiş ağların, sürülerin geçişi esnasında kaldırılması prensibine dayanarak kullanılır. En çok yakalanılan türler içerisinde 'kefal türleri', 'levrek' ve bazen de 'akya' bulunmaktadır. Çökertme dalyanı, çok derin olmayan kıyılara kurulur. 'Meşe' veya 'akasya' ağacından yapılmış kazıklara veya demirlemiş kayıklara bağlanarak sabitleştirilmiş, geleneksel uzunluğu 14 kulaç, genişliği 12 kulaç civarında veya kullanılacağı bölgede olan şartlara uygun dikdörtgen formda olan bir ağdır. İki köşesi denizdeki kazıklara bağlanarak sabitlenmiş, diğer iki köşesi ise serçe parmağı kalınlığında germe ipi ile yukarı çekilebilir durumda inşa edilmiştir.
Çökertme dalyanları denizde balıkların gezi yolu üzerine ve geçen balıkları seyretmeyi sağlayan bir tepe
eteğine kurulur. Dört mevsim boyunca üreme ya da beslenme amacıyla göç yapan balıkları yakalamak için
kullanılır.
100 yıllık geçmişe dayanan bu yöntemde 12 ay avcılık mümkün
Günümüzde belli dönemlerde kıyılardan akan tonlarca iri balık sürüleri görülmez olmuştur. Çünkü daha
açıklarda ve büyüyemeden yoğun avlanmaya başlanmıştır. Bu sebeple dalyancılık, günümüzde kârlı bir
avcılık olmaktan çıkmış ve bu durum da kültürel bir öneme sahip olan 'dalyancılık sanatı'nın yok
olmasına neden olmak üzeredir. Mordoğan Dalyanı'nın sahibi Cüneyt Liman ile yaptığım görüşmede,
dalyancılık mesleğinin atalarından bu güne intikal ettiğini ve 100 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu; bu
dalyanlarda, kışın Aralık-Şubat ayları arasında levrek, diğer sekiz ay boyunca da kefal türleri
yakalanmakta olduğunu öğrendim.
Dalyanlarda avcılık, sürekli bekleme ve gözetleme gerektiren bir faaliyettir. Balıkların geliş yönünü
yüksek bir yere kurulan kuleden gözetleyen kılavuz, balıklar dalyan ağının üstüne geldiği zaman hem ipi
yukarı çeker hem de bağırarak diğer kuledeki arkadaşına ipi çekmesini söyler.
Bu şekilde dört tarafı su seviyesinin üstüne yükselen ağın içinde kalan balıklar, bir sandal vasıtası
ile ağın içine girilerek yakalanır. Seyrek olarak dalyanın üstüne çok büyük kefal sürülerinin geldiğini
söyleyen sevgili kardeşim (Rahmetli) Cüneyt Liman, böyle bir durumda sürünün ağın içinde kalması için
balıkların gidiş istikametine, önceden önüne dizdiği beyaz taşlardan atarak balıkları ağın içinde
kalmaya yönelttiğini söyledi.
'Dalyanlar ve dalyancılık', 'geleneksel bir avcılık metodu' olup, insanların kullandığı ilk avlanma
yöntemlerindendir. Halen çökertme dalyanlar, Ege ve Akdeniz'de uygun yerlerde çalışmaya devam
etmektedir.
Sabunluk denilen zeytinyağı ile denizdeki balıklar görülebiliyor
Sakin havalarda son derece berrak olan denizde en küçük balıklar dahi görülebilirken, rüzgâr çıktığı
zaman oluşan çalkantıda denizdeki balıklar rahatça görülemediği için, dalyancılar son derece ilginç bir
sistem geliştirmişler.
Ekonomik değeri fazla olmayan ve sabunluk olarak tabir edilen kırmızımsı renkteki zeytinyağını, dalyanın
en uzak direğine bağlı bir makara sayesinde çekilen ipe sıra ile dizilmiş küçük poşetlere dolduruyorlar.
Poşetlerde küçük delikler akarak içindeki zeytinyağının belirli bir zaman dilimi içinde damlalar halinde
akmasını sağlıyorlar. İpi tekrar geriye sararak poşetleri denizin üstüne yağ damlatacak durumda
sabitliyorlar.
Denizde belirli aralıklar ile düşen yağ damlaları suyun üstüne yayılarak, su yüzeyindeki dalgalanma
hareketini yok etmekte ve denizin içindeki hareketlerin çok daha net görülebilmesini sağlamaktadır. Yine
daha dalyan kurulmadan önce ağ alanının altına döşenen beyaz taşlar, o bölgedeki çeşitli hareketlerin
daha rahat görülebilmesi için bulunan bir yöntemdir.
Günümüzde belli dönemlerde kıyılardan akan tonlarca iri balık sürüleri görülmez olmuştur. Çünkü daha
açıklarda ve büyüyemeden yoğun avlanmaya başlanmıştır. Bu sebeple 'dalyancılık sanatı' yok olmak
üzeredir.
Konu ile ilgili tüm resmi unsurlar bir an önce harekete geçmeliler...
Gelişen teknoloji ve yaşam şartlarının yok etmekte olduğu diğer bütün kültürel değerlerde olduğu gibi,
dalyancılık sanatı da günümüzde yok olan değerler arasına katılmak üzeredir. Gelişmiş teknolojinin eseri
olan güçlü elektronik aletler sayesinde aşırı miktarda balık avlanması, zaten balık stoklarını tükettiği
için geri kalan balık miktarı da geleneksel anlamda balıkçılık yapmaya çalışan kesimin geçimine yeterli
olmamaktadır. Bu nedenle konu ile ilgili yönetim unsurlarının, bu sanatı yaşatacak önlemleri en kısa
zamanda alarak işlerlik kazandırmaları zaruri hale gelmiştir.
Tüm içtenliği ile şahsımı ağırlayan Mordoğan Halkı'na, Mordoğan Belediyesi'ne ve Liman Ailesi'ne bu
yazıyı hazırlamama yardımcı oldukları için teşekkür ediyorum..
Ve hepinize gönülden 'rast gelsin' diyorum.
Dalyanlarda avcılık, sürekli bekleme ve gözetleme gerektiren bir faaliyettir. Balıkların geliş yönünü
yüksek bir yere kurulan kuleden gözetleyen kılavuz, balıklar dalyan ağının üstüne geldiği zaman hem ipi
yukarı çeker hem de bağırarak diğer kuledeki arkadaşına ipi çekmesini söyler.